Bermuda Şeytan Üçgeni

 
Şeytan Denizi

Easy AdSense by UnrealUzun yıllar boyunca çok fazla spekülasyon konusu olan bölge Miami’den Bermuda’ya ve Atlantik Okyanusu’ndaki San Juan, Porto Riko’ya kadar uzanmaktadır. Bu bölgenin piramide benzer bir şekli olduğunu fark etmek gariptir ve bu bölgeler dünyanın diğer noktalarına bağlanan ve tuhaf, açıklanamayan bir fenomen oluşturan bir ızgara plana oturmaktadır.

Francine Meksika’dan Mısır’a ve Peru’dan Çin Denizi’ne kadar uzanan bölgede, ekvatorun iki tarafında yüksek düzeyde elektromanyetik alanları (toplam 12 alan vardır) içeren bir ızgara oluşturmak üzere birbirine bağlanan girdap noktaları olduğunu ve bunların sadece bu 12 bölgede değil, aynı zamanda onları birbirine bağlayan hatlar üzerinde de garip olayların ortaya çıkmasına yol açtığını söylüyor. Francine bu hatların ilk uzaylı ziyaretçilerin yolculuk yapmasını kolaylaştırdığını ve gezegenin yüzeyinde bir yerden diğerine hızla geçerken bilgi almak için bir çeşit radyo veya transmisyon ağı olduğunu ifade ediyor. Bu, bizim şu anda kullanmakta olduğumuz uydu sistemine benziyor.
Bu konu hakkında gene ünlü medyum Sylvia Browne’nun küçüklüğündeki yaşadıkları izlenimlerinden bahsedelim;
“Bermuda Üçgeni’ni ilk kez 12 yaşındayken duydum ve hiçbir zaman unutmayacağım. Evimizdeki 10 inçlik Emerson marka TV’de şarkıcı, radyo programcısı ve televizyon yıldızı Kate Smith’i izliyordum (muhtemelen 1950'li yıllardı). Bir pilot ona Florida kıyısı açıklarındaki bu tuhaf yer üzerindeki uçuşunu anlatıyordu. Pilot uçarken uçağın yanında sessiz, silindirik bir nesne ile ilkel radyo transmisyonu aracılığıyla bağlantı kurmaya çalıştı ancak tüm elde ettiği “Bu bölgeyi terket” diyen “metalik bir sesti”.
Tüm bunlar bana fantastik bir hikaye gibi geldi ve yıllar sonra, kesinlikle çok güvendiğim doktor bir arkadaşım mide kanserinden ölüm döşeğine düşünceye kadar hiçbir şekilde buna inanmadım. Arkadaşım Bermuda Üçgeni’nin iyileştirici güçlere sahip olduğunu duyduğundan oraya yolculuk yapmaya karar verdi ve “yaşamımın bu noktasında bunun ne zararı olabilir?” diye düşünüyordu. Bu hikayeyi kaç kez anlatırsa anlatsın, her seferinde aynı merak ve şaşkınlık ile dinlemişimdir.
O ve diğer üç kişi derin deniz dalgıçlığı yapmak için Bermuda Üçgeni’nin yaklaşık olarak merkezine gittiler. Doktor arkadaşım suyun altında tepesinde kristal olan bir piramit gördüğünü anlattı. Ona yaklaşmaya çalışmıştı ancak vücuduna nüfuz eden elektriksel bir kuvvet ile geriye itilmişti.
Bunun sadece piramitten kaynaklanmadığına inanıyorum; kristaller de elektromanyetik bir kuvvet yayıyorlar. Önümüzdeki 10 yıl içinde veya daha sonra, muhtemelen Bimini yakınlarında (Florida kıyısı açıklarında) arkadaşımın gördüğü kristal küreli piramidin kalıntılarını bulacağımızdan eminim. Dalgıçlar Bimini yakınlarında basamaklara benzeyen yapılar buldular ancak bazı nedenlerden ötürü daha ileri düzeyde araştırma yapılmadı.
Hikayeyi özetlersek, arkadaşımın kanseri üç doktoru hayretler içerisinde bırakarak ortadan kayboldu. Biraz alay ile karşılansa da, arkadaşımın sağlığı onun için yeterli kanıttı. Ben sadece onun tamamen iyileşmesi karşısında değil aynı zamanda Francine’in benim de içinde bulunduğum gruba 1977 yılında söylediklerinin doğru çıkması karşısında heyecanlandım
Francine bize Bermuda Üçgeni’nin insanların bir gezegenden diğerine gitmek için kullandıkları galaksiler arası bir yol olduğunu söyledi; bu , Uzay Yıldızı dizisinde geçen “Beni ışınla Scotty” olayı ya da filmlerde veyaz TV dizilerindeki “yıldız geçidi” tarzında bir şey. İnsanlar başka bir gezegene gönderilmek veya geri gelmek için bu tübüler olukların içine giriyor olabilirdi. Francine tek sorunun bu konseptleri anlamak için gereken teknolojiye sahip olmamamız ve erişmeye çalıştığımız gezegen ile nasıl bağlantı kuracağımızı ve dolayısıyla kullanılacak mekanizmayı bilmemek olduğunu söyledi.
Bu olayların gerçekleştiği herhangi bir özel zaman ya da onlara neden olan özel atmosferik koşullar var gibi görünmüyor: Francine onların açılan ve kapanan zarflara benzediğini söyledi. (Nebraska’daki evinin kapısının önüne çıkan ve tüm ailesinin gözleri önünde ortadan kaybolan bir çiftçinin belgelenmiş öyküsü vardır. Üç gün boyunca havada onun yardım isteyen çığlıkları duyulmuş ancak ona kimse ulaşamamış. İnsan merak ediyor…bazen bu gizemli kaybolmalar bu geçitlerin içine giren kurbanların başına geliyor olabilir.) İnsanların bunun çok sık gerçekleştiği gibi bir fikre kapılmalarını istemem ancak bazıları Bermuda Üçgeni’nde 1000'den fazla insanın kaybolduğunu iddia etmektedir.
Bu konuya ilişkin ne kadar çok teori olursa olsun, bazı bilimadamları ve ABD Sahil Güvenlik’i bu olayları “doğal olaylar” gibi gösterip hasır altı etmek istiyorlar. Ancak Bermuda Üçgeni bu gezegende birçok insanın hayatını kaybettiği ve bu tip tuhaf olayların gerçekleştiği yegane iki bölgeden biri olmaya devam ediyor.
Bermuda Üçgeni’ni baş sayfalara taşıyan ünlü hikaye 1945 yılında bir torpido uçağı (19 no’lu uçuş) ile ilgiliydi. Uçak Florida’da Fort Lauderdale’den uygulama görevi için öğleden sonra saat 2'de ayrıldı. Görevin başındaki kumandan, Teğmen Charles Taylor çok deneyimli bir pilottu, o ve ekibinin bombalama tatbikatı yapmak için 56 mil öteye Hens and Chickens Sığlık bölgesine gitmeleri gerekiyordu. Görev tamamlandığında doğruya doğru 67 mil daha gittikten sonra 73 mil kuzeye ve sonra da üslerine döneceklerdi; bu da toplam 120 millik ek uçuş demekti; deniz üzerinde üçgene benzer bir rota izleyeceklerdi.
Bir buçuk saat sonra Teğmen Cox, Taylor’dan uçağın pusulalarının çalışmadığına ilişkin bir telsiz mesajı aldı. Taylor Florida Keys üzerinde olduğunu düşünüyordu ancak Cox onun kuzeye Miami’ye doğru uçmasını istedi. Teğmen Taylor’ın kafası daha da karıştı ve hatta pusulasına göre en başından yanlış noktada başladığını düşünmeye başladı. (Sualtı piramit ve kristalinin manyetik alanı doğal olarak tüm cihazların çalışmasına yol açıyordu).
Öğleden sonra 4:45'de Teğmen Taylor’un kaybolduğu anlaşıldı. 6:20'de Donanma 19 no’lu seferi yapan uçağı bulmak için arama uçakları gönderdi (bu uçakların birinden de hiçbir zaman haber alınamadı ve okyanus üzerinde patladığı varsayıldı). 19 no’lu seferi yapan uçaktan son telsiz mesajı akşam 7:94'de alındı.
Sakin bir havada bil, bu bölge cihazların üzerinde yüksek dereceli bir elektromanyetik enerji gösteriyor gibi görünmektedir. Atlantik Okyanusu boyunca yapılan sismografik araştırmalar denizin bu bölümünde birçok sapma ve açıklanamayan konturlar olduğunu göstermektedir. Oldukça sığ olan bölgeler birdenbire okyanusun alt taraflarında en derin uçurumlara dönüşüyor. Bermuda Üçgeni hakkında en iyi bilgilere sahip web sitelerinden biri Gian J. Quasar tarafından kurulan ve yazılan www.bermuda-triangle.org’dur. Son 12 yılını Bermuda Üçgeni içindeki kaybolma olaylarını araştırmakla ve tümünü kaydetmekle geçiren -en azından belgelenebilecek olanlarını- Quasar “kazalardan” bazılarının SOS sinyalinin gönderilmediği olaylardır.
Daha etkileyici olaylardan ikisi 1954'de Super Constellation uçağının içindeki 42 yolcusuyla birlikte kaybolması ve enkaz ya da kargo işaretine rastlanmaması ve Sylvia L. Ossa adlı kargo uçağının 1976 yılında birdenbire ortadan kaybolmasıydı. Her iki olayda da hava iyiydi ancak bu uçaklar telsizlerinden hiçbir sinyal alınamadan kayboldular; ki, bir SOS gönderebilirler veya en azından birini başlarının dertte olduğu konusunda uyarabilirlerdi. Super Constellation uçağındaki kargoda yastıklar, kağıt kaplar ve hatta kurtarma botları vardı; bunların hepsi de suyun üstünde kalan malzemelerdi fakat araştırmacılar herhangi bir nesneye ait kanıt bulamadılar.
Bu bölgede suyun altındaki bir şeyin belirli bir zamanda ya da belirli koşullar altında aktif hale geçtiğini (belki de uzun süreli iletişim eksikliği ile birlikte) ve gemiler ya da uçaklar aktive olmuş alan ile karşılaştıklarında kafalarının karışması sonucunda zaman zarfının içinde kaybolduklarını hissediyorum. Francine’e şunu sordum: “Tanrı aşkına, bu insanlaraq ne oluyor böyle? Bir çeşit zaman girdabına mı yakalanıyorlar?” Bana şöyle yanıt verdi: “Elbette hayır. Biz gelip onlara ulaşıyoruz.”
Pek çok insan Bermuda Üçgeni’nin çok fazla geminin, uçağın ve benzer nesnelerin kaybolduğu tek yer olmadığını bilmiyor. Çin Denizi’nde de Bermuda Üçgeni’ndeki ile aynı tipte olayların yaşandığı “Şeytan Denizi” olarak bilinen bir bölge vardır. Bermuda Üçgeni’ne de Şeytan Üçgeni adı verilmesi ilginçtir.
www.crystalinks.com sitesi Bermuda Üçgeni bölgesinde kaydedilen olayların uydu görüntülerinde görülebilen pırıltılı yeşil bir sis ve ışıklı beyaz suyu içerdiğini belirtmektedir. Sitede Kristof Kolomb’un bile bu denizi güncesinde anlattığına da yer veriliyor. Gerçekte, Bermuda Üçgeni Kolomb’un personelinin kafasını o kadar karıştırmıştır ki, gemide isyan çıkmıştır (bu sıradışı bir olay değildir, çünkü birçok kişi bu bölgede tüm cihazların bozulduğunu kaydetmiştir). Bu çok iddialı bir görüş gibi gelebilir ancak Kolomb’un ulaşmayı hedeflediği yer yerine Batı Hint Adaları’na gitmesine yol açacak kadar kafa karışıklığı yaşamasının nedenlerinden biri de bu olamaz mı?
Araştırmacılar, deniz biyologları, Sahil Güvenlik ve ABD Hükümeti’nin Bermuda Üçgeni’nde yaşanan olaylar arkasında yatanı bulmak için çalışmalar yapmalarına rağmen bu bölge bugün de bir giz olma özelliğini korumaktadır.(Olan biteni anlamaya çalışan doktorlar, medyumlar ve bilimadamlarını içeren sayısız özel şahıs da araştırmalar yapmıştır). 
Google Plus ile Paylaş

Hakkımda gizemekib

Kısa hakkımda yazınızı, panelde bu satırı aratarak buraya yazabilirsiniz.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder