Amerikalı fizik ve matematik uzmanı John von Neumann, ortalama bir insan beyninin ömür boyunca yaklaşık 2,8 x 10 üzeri 20 birimlik enformasyon kaydettiğini hesaplamıştı. Beynin bunca bilgiyi nasıl kaydettiğini ve uygun cevapları nasıl bulup çıkardığını açıklayacak bir teori henüz bulunamadı.
Dört bir koldan insana verilen mesaj şöyleydi: “Sen de, kâinat da senin algıladığın ve gözlemlediğin gibi değilsiniz. Sen dar bir ara kesit içinde organize olmuşsun. Senin dışında ise, bildiğinden çok daha farklı kurallara göre var olan çok değişik bir alem var. İşin ilginci, sen, aynı zamanda o alemin de bir parçasısın.”
Ünlü fizikçi Werner Heisenberg, kuantum araştırmaları sırasında ortaya çıkan şaşırtıcı sonuçlar karşısında kendini alamayarak şöyle diyordu: “Doğanın atom altı deneylerde bize göründüğü kadar saçma olması mümkün mü?”
David Bohm; Fritjof Capra, Frederic Vester ve Erich Fromm gibi bilim adamları da aynı noktada birleşiyorlar: Evreni parçalara ayırmak ve bütün birimlerin birbirleri ile olan iletişim ve etkileşim dinamizmini yok saymak, bilimde olduğu kadar, toplum yaşantısında ve daha da önemlisi kişisel hayatımızda da yıkıcı etkilere yol açmaktadır. Asit yağmurları, yok edilen ormanlar, zehirli atıklar… Ve hiç beklemediğimiz, aslında doğal olarak beklememiz gereken felaketler…
Erich Fromm, “Sahip Olmak ya da Olmak” adlı kitabında, modern insanın bir çözümlemesini ve değerlendirmesini yapar; sonuçta da şöyle söyler:
“İnsanlık büyük bir hızla tümden yok olmaya doğru sürüklenmektedir. Ekonomik gelişimin giderek insanları tutsak alması, doğaya karşı takınılan düşmanca tavır ve bir atom savaşı tehlikesi, insan soyunu ve dünyayı tehdit etmektedir. Yeni bir insana ve yeni bir topluma geçişin tek yolu, her şeyin üzerinde egemenlik kurmak biçiminde beliren ve kazanç tutkusu, açgözlülük, bir de ihtiras demek olan “sahip olmak” karakterini terk etmekten geçer. İnsanlar, onları huzura, mutluluğa ve diğer insan kardeşlerini sevmeye yöneltecek olan “olmak” biçimli bir dünya görüşüne geçemedikleri sürece, kurtulmaları mümkün değildir.
Erich Fromm’dan tercümeleriyle tanıdığımız Aydın Arıtan, bu defa karşımıza telif bir kitapla çıktı: “Holistik Evren Tasarımı”. Yılların birikimini bizimle paylaşan Arıtan, yeni bilim anlayışını çok güzel özetlemiş:
“Madde yoktur, temel bir yapıtaşı yoktur. Sadece salınıp-titreşen dev bir enerji denizi vardır atom altı alemde. Evrende var olan her şeyi; insanı, taşı, toprağı ve suyu birbirlerinden ayrı ve bağımsız birimler olarak değerlendiren ve yalnızca üç boyutlu fiziksel algı alanımıza giren gerçekleri ‘var’ sayan bir anlayış artık iflas etti.” diyor Arıtan ve holografi ekseninde bir anlatımla evreni yeniden yorumluyor. Aynı zamanda kuantum herkesin kolayca anlayabileceği bir şekilde özetleyen Arıtan’ı tebrik ediyorum. Yazarın bazı yorumlarına katılmasam da, Artıan Yayınları arasında çıkan bu kitabı tavsiye okumanızı hararetle ediyorum. Zira evreni ve mikro alemi kavramamızı kolaylaştıran bir çalışma. Yoğun bir emek harcanarak ortaya çıkmış. Üstelik son derece rahat okunan, akıcı bir üslupla yazılmış.
0 yorum:
Yorum Gönder